Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ikinci pistinin hayata geçmesiyle birlikte hava trafiğinde ne değişti? Yeni kapasite, yolcu akışını nasıl etkiledi ve 2024’ün sonlarına doğru hangi kilometre taşları kırıldı?
İstanbul’un Asya yakasında bulunan Sabiha Gökçen Havalimanı, ikinci pistin devreye alınmasıyla birlikte sadece bir altyapı projesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin hava trafiği kapasitesinde köklü bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. 3.540 metre uzunluğundaki pistin yanındaki taksi yolu, yüksek kapasiteli uçak ve kargo apronu ile birlikte trafik akışını hızlandırır ve operasyonel verimliliği artırır. Bu etkilerin en somut göstergesi, 2023 ve 2024 yıllarına ilişkin yolcu ve uçak trafiği verilerinde görülen dikkat çekici artışlardır.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) tarafından yayımlanan resmi istatistikler, 2024 yılının ilk 11 ayında yolcu sayısının 44,217,405’e ulaştığını ve bu rakamın 2023’ün aynı dönemine kıyasla %31 artış anlamına geldiğini gösteriyor. Pist açılışının hemen ardından başlayan büyüme, yılın tamamında 41,4 milyon yolcu yerine, daha da yukarı taşıyabilecek bir kapasiteyle karşımıza çıkıyor. Bu dinamik, Sabiha Gökçen’i sadece bir kuzeyin alternatifi olarak değil, İstanbul’un ikinci büyük havalimanı olarak konumlandırıyor.
Bu yazıda, ikinci pistin operasyonel etkilerini, yolcu ve uçak trafik verilerini ve gelecekteki kapasite planlarını ayrıntılı biçimde inceliyoruz. Ayrıca, pistin yol açtığı havalimanı altyapı yatırımları, kargo ve yolcu deneyimi açısından sunduğu kazanımlar ve operasyonel verimliliği nasıl optimize ettiği konularına değineceğiz.
Pistin teknik kapasitesi ve altyapı entegrasyonu
3.540 metre uzunluğundaki pist, geniş gövdeli uçakların inişini güvenli ve verimli bir şekilde gerçekleştirmenin önünü açıyor. Pist yanındaki taksi yolu, yüksek kapasiteli uçak ve kargo apronları ile birlikte sahayı uçuşa elverişli bir hâle getiriyor. Ayrıca trafik kontrol kulesi ve son teknoloji üstyapı ile hava trafiği yönetimi, daha yoğun programları daha sorunsuz yürütme kapasitesine ulaşıyor. Bu entegrasyon, özellikle çift pist kullanımı ve yüksek yoğunluklu dönemlerdeki operasyonel esneklik için kritik bir katalizör görevi görüyor.
11 ayda görülen yolcu artışının arkasındaki dinamikler
2023’ün ilk 11 ayında iç ve dış hatlar toplamında 33.716.162 yolcuya hizmet veren Sabiha Gökçen, 2024’ün aynı döneminde bu rakamı %31 artırarak 44.217.405’e çıkardı. Bu rakamlar, pistin faaliyet göstermeye başladığı dönemde bile ilk aşamada dikkat çekici bir büyümeyi gösterirken, 2024 yılı tamamında kırılan rekorun devrede olduğu bir döneme işaret ediyor. Dhmi’nin verilerine göre, 11 ay içinde iç ve dış hatlar toplamında yaşanan artış, pistin kapasitesinin operasyonel olarak ne kadar hızlı kullanıldığına dair somut bir göstergedir.
2023’ün ilk 11 ayında 208.643 uçak inişi-kalkışı gerçekleşti. 2025 için benzer dönemde bu sayının %20 artarak 250.538’e ulaşması öngörülüyor. 2024 yılında ise toplam uçak trafiği 242.612 olarak gerçekleşti. Bu veriler, pistin yüksek yoğunluklu programlar için ne kadar uygun olduğuna dair net sinyaller veriyor.
Yolcu deneyimi ve operasyonel verimlilikte kaydedilen kazanımlar
İkinci pistin açılması, sadece yolcu sayısındaki artışa yol açmadı; aynı zamanda uçuş güvenliği, zaman yönetimi ve kargo operasyonları üzerinde de olumlu etkiler yarattı. Pist kapasitesinin yükselmesiyle birlikte, yalnızca yüksek kapasiteli uçakların karşılanması mümkün oldu; bu da kargo hacimlerinde artış ve operasyonel esneklik anlamına geliyor. Özellikle yüksek yoğunluklu dönemlerde uçuşlar arasındaki geçiş süresi azaltıldı ve kule-yolcu iletişimi daha güvenli bir hâle getirildi.
Yolcu trafiğinin artması, yer hizmetleri süreçlerinde de hızlanmayı beraberinde getiriyor. Bagaj süreçlerinden check-in’e, güvenlik kontrolünden kapıya kadar her adımda bekleme sürelerinin düşürülmesi ve operasyonel akışın iyileştirilmesi için dijitalleşme ve altyapı yatırımları ön plana çıktı. Bu da müşteri memnuniyetinin artmasına ve uluslararası rekabet gücünün güçlenmesine katkı sağlıyor.
Geleceğe dönük kapasite ve yatırım planları
İkinci pistin başarıyla devreye girmesi, geleceğe yönelik kapasite planlarını da şekillendiriyor. Sabiha Gökçen, trafik yoğunluğunu yönetmede daha esnek bir operasyonel model benimsemiş durumda. Pist ve çevre altyapısının en verimli biçimde kullanılması, uçuş programlarının koordine edilmesi ve kargo operasyonlarının genişletilmesi konusunda atılan adımlar, havalimanının yerel ve ulusal ekonomi için taşıdığı değeri artırıyor.
DHMİ’nin yayımladığı veriler, 2024 yılını kapsayan süreçte pistin etkisini net bir biçimde ortaya koyuyor. Bu veriler ışığında, gözetim ve planlama birimleri, yüksek trafik dönemlerinde dengesizliği minimize etmek adına yeni stratejiler belirliyor. Özellikle uçak bakım programları ve kargo kapasitesi ile ilgili yatırımlar, gelecekteki büyümenin temel taşlarını oluşturacak.
Ulaşım politikaları ve bölgesel etkiler
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı tarafından yapılan açıklamalarda, Sabiha Gökçen’in hava trafik kapasitesini önemli ölçüde artırdığı vurgulanıyor. Pist, İstanbul’un ikinci büyük havalimanı olma konumunu güçlendirdiği gibi, kentsel ve bölgesel ulaşım ağlarına da doğrudan etki ediyor. Bu durum, ulaşım politikalarının daha verimli uygulanması için koordinasyonun artırılması gerektiğini gösteriyor.
İş dünyası için, bu kapasite artışı uluslararası ticaret ve lojistik süreçlerinde rekabet avantajı anlamına geliyor. Havalimanı operasyonlarının hızlanması, iş lençelerinde zaman tasarrufu ve tutarların düşmesi gibi faydalar sağlıyor. Bu da firmaların ithalat ve ihracat süreçlerinde daha stabil bir akış elde etmesini mümkün kılıyor.
Sonuç çıkarmadan ileriye bakış
İkinci pistin faaliyete geçmesi, Sabiha Gökçen Havalimanı’nı sadece kapasite açısından güçlendirmekle kalmadı; aynı zamanda operasyonel güvenlik, verimlilik ve yolcu deneyimi konularında da belirgin iyileştirmeler sağladı. 2024 yılının ilk 11 ayında görülen %31’lik yolcu artışı, pistin etkisinin ne kadar hızlı canlı tutulabildiğini gösteriyor. 2025 için tahminler, bu artışın devam edeceğini ve yolcu sayılarının daha da yükseleceğini işaret ediyor.
Bu gelişmeler ışığında, altyapı yatırımlarının sürdürülmesi, kargo ve yolcu operasyonlarının entegre edilmesi ve çalışan yetkinliklerinin artırılması gibi alanlarda adımların planlı bir biçimde atılması kritik. Sabiha Gökçen’in başarısı, Türkiye’nin hava ulaştırması stratejisinde uzun vadeli etkiler yaratacak ve bölgesel rekabetçilik üzerinde belirleyici bir rol oynayacaktır.
Be the first to comment